Celal Adan Perpa'yı Ziyaret Edecek

Celal Adan Perpa’yı Ziyaret Edecek

Celal Adan Perpa'yı Ziyaret Edecek

Celal Adan Perpa’yı Ziyaret Edecek

Celal Adan Perpa’yı Ziyaret Edecek. MHP Genel Başkan Yardımcısı Celal Adan Perpa’yı ziyaret edecek.

Celal Adan 12 Haziran 2018 Salı günü saat: 15:00‘de Perpa’da olacak

Celal Adan 10 Eylül 1951 tarihinde Tutak, Ağrı’da dünyaya geldi.

İlk ve ortaokulu memleketinde tamamlayan Adan, Erzurum Yatılı Lisesi‘nden mezun oldu.

Lise mezuniyetinin ardından İstanbul Üniversitesi‘nde eğitimine devam eden Adan, burada Orman Fakültesi‘nden mezun oldu.

İMPA A.Ş. ve İNMAŞ Limited Şirketini kurdu ve yöneticiliğini yaptı.

21. dönem DYP ve 24.ve 25. dönem MHP İstanbul Milletvekiliği görevinde bulundu.

26. dönemde yeniden İstanbul milletvekili seçildi.

Türkiye-İtalya Parlamentolararası Dostluk Grubu üyeliği yaptı.

Orman Yüksek Mühendisi, İMPA A.Ş. ve İNMAŞ Limited Şirketi sahibi ve yöneticisi olan Celal Adan, halen MHP Genel Başkan Yardımcılığı görevini yürütmektedir.

Türkiye Büyük Millet Meclisi yeni Başkan seçimleri için MHP, İstanbul Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı Celal Adan’ı aday gösterme kararı aldı.

PERPA HABERLERİ    FAALİYETLER   DUYURULAR   ANA SAYFA   PERPA

Yüksel Mansur Kılınç

Milletvekili Adayı Yüksel Mansur Kılınç Perpa’yı Ziyaret Etti

İYİ Parti Adayları Perpa’yı Ziyaret etti

İYİ Parti Adayları Perpa’yı Ziyaret etti

 

İYİ Parti Adayları Perpa’yı Ziyaret etti

İYİ Parti Adayları Perpa’yı Ziyaret etti. 4 Haziran 2018 Pazartesi günü saat 14:00’de İyi Parti Genel BaşkanYardımcısı Profesör Doktor Ümit ÖZDAĞ, 2. Bölge Milletvekili Adayı Binnur KARADAĞLI ve Şişli İlçe Başkanı Ahmet ÜNAL Perpa Ticaret Merkezi’ni ziyaret ettiler.

İYİ Parti Adayları Perpa’yı Ziyaret etti

İYi Parti Başkan Yardımcısı Profesör Doktor Ümit ÖZDAĞ, 2. Bölge Milletvekili Adayı Binnur KARADAĞLI ve ve Şişli İlçe Başkanı Ahmet ÜNAL, Perpa girişinde Perpa A Blok başkanı Hasan Sezgin, A ve B Blok Yönetim Kurulu üyeleri tarafından karşılandılar.

İYİ Parti Adayları Perpa’yı Ziyaret etti

Perpa B Blok Toplantı Salonu’nda misafirleri Perpalılara tanıtan Başkan Hasan Sezgin, Perpa’yı kısaca anlattıktan sonra, ‘‘ Bildiğiniz gibi seçim dönemlerinde tüm siyasi partileri Perpa’da karşılıyoruz, kendilerini ve projelerini eşit bir şekilde Perpalılara anlatmalarını sağlıyoruz, İYİ Parti Türkiye’nin en yeni partisi, çıktıkları bu yolda kendilerine başarılar diliyorum, yolları açık olsun diyorum’’ dedi

Ümit Özdağ Kimdir?

Ümit Özdağ, 03.03.1961 yılında Tokyo/Japonya’da doğmuştur. Ümit Özdağ’ın Tokyo’da doğmasının nedeni, babası Muzaffer Özdağ’ın 27 Mayıs 1960’da gerçekleşen askeri müdahale sonrasında kurulan Milli Birlik Komitesi’nin önde gelen üyelerinden birisi olmasıdır. Alparslan Türkeş’in liderliğinde Türk siyasi tarihinde 14’ler diye bilinen grubun üyeleri çeşitli ülkelere sürülmüşlerdir. Ümit Özdağ da siyasal sürgünde doğmuştur. Aile 1963 yılı sonunda Türkiye’ye dönmüştür. Bu sayede Ümit Özdağ’ın çocukluk yılları Türkiye’de geçmiştir.

Ümit Özdağ ilk, orta ve lise eğitimini TED Ankara Koleji’nde gerçekleştirmiştir. Muzaffer Özdağ ise 1965 seçimlerinde CKMP yani MHP Afyonkarahisar Milletvekili olmuştur. Muzaffer Özdağ, 1965-1969 arasında MHP Genel Başkan yardımcılığı görevini gerçekleştirmiş ve 1969’da aktif siyaseten çekilmiştir.

Ümit Özdağ, lise yıllarında Ankara’da Çankaya Ülkü Ocakları’nda ve Ankara Koleji’nde ülkücü hareket içinde siyasi mücadeleye başlamıştır. Bu mücadele sürecinde ülkücü faaliyetlerden dolayı, Ankara Koleji’nden 1977/78 öğrenim yılının son günü dersler tamamlandıktan sonra, dönemin Ankara Valisi’nin talimatı ile atılmıştır. Bundan dolayı, Ümit Özdağ lise diplomasını Ankara’da Aktepe Lisesi’nden almıştır.

Ümit Özdağ, yüksek öğrenimini 1980-1986 yılları arasında Münih kentinde Ludwig Maximilians Üniversitesi’nde gerçekleştirmiştir. Münih Ludwig Maximilians Üniversitesi’nde siyasal bilgiler, felsefe ve iktisat fakültelerinde okumuştur. Ümit Özdağ yüksek lisans çalışmasını “Türkiye’de Planlı Kalkınma ve Devlet Planlama Teşkilatı” üzerine hazırlamıştır.

Ümit Özdağ, 1986 yılında Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nde araştırma görevlisi olarak çalışmaya başlamıştır. 1990 senesinde “Atatürk ve İnönü Döneminde Ordu-Siyaset İlişkileri” konulu çalışması ile siyaset bilimi doktoru olmuştur.

Dr. Özdağ, 1993 yılında “Menderes Döneminde Ordu-Siyaset ilişkileri ve 27 Mayıs Askeri Hareketi” konulu tezi ile siyasal teori doçenti unvanını almıştır.

Doç. Dr. Ümit Özdağ, 1994 yılında 2004 yılına kadar çıkacak olan “Avrasya Dosyası” adlı üç aylık uluslararası ilişkiler ve stratejik araştırmalar dergisini çıkarmaya başlamış ve editörlüğünü yapmıştır.

1980’lerin sonundan itibaren terörizm ve etnik sorunlar konularında araştırmalar yapan Özdağ, 1995 senesinde Doğu, Güneydoğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu illerimizden göç alan illerde sosyo-politik içerikli saha araştırmaları yapmıştır. 1997 senesinde Bitlis’in Mutki ilçesinde saha araştırması yapmıştır. 1996 senesinde Kuzey Irak’ta Erbil ve Süleymaniye’de ekonomik merkezli araştırmalar gerçekleştirmiştir.

Ümit Özdağ, 1997-1998 senelerinde ABD’de Baltimore’da Towson Üniversitesi’nde küreselleşme, Avrasya’da etnik sorunlar konularında araştırmalar yapmış ve aynı konularda ders vermiştir.

1992-1994 yılları arasında Ülkü Ocakları’nda Başbuğ Alparslan Türkeş’in talimatı ile özel eğitim grubuna ders vermiştir.

Ümit Özdağ, 1999 senesinde dünyanın en büyük stratejik araştırma merkezlerinden birisi olan Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi’ni (ASAM) kurmuştur.

2000 yılında ASAM’a bağlı olarak çalışan Ermeni Araştırmaları Enstitüsü’nü kurmuştur. Ümit Özdağ, ASAM’ın 2004 senesine kadar başkanlığını ve yönetim kurulu başkanlığını yürütmüştür.

Ümit Özdağ, 1999 senesinde üç aylık dergi olan “Jeoekonomi” adlı dergiyi kurmuş ve yayınlamıştır. 2000 yılında “Stratejik Analiz” adlı aylık strateji dergisinin yayına geçirmiştir. 2001 senesi başında “Ermeni Araştırmaları” ve “Armenian Studies” adlı dört aylık dergiyi yayına başlatmıştır. 2002 senesinde Londra’da “The Review of International Affairs” adlı üç aylık dergiyi ve “Ankara Papers” adlı kitap dizisini Frank Cass yayınevi ile birlikte yayınlamaya başlamıştır.

Prof. Dr. Ümit Özdağ, 2002 senesinde sadece TBMM üyeleri için “Jeopolitik Gündem” adlı bir çalışmanın yayına başlamıştır. Özdağ, Başbakanlık-TİKA için ise “Avrasya Analiz” adlı dergiyi düzenlemiş ve yayınlamıştır.

Ümit Özdağ, 2003 senesinde Diyanet İşleri Başkanlığı için dini ilişki ve sorunları stratejik açıdan inceleyen “Diyanet Araştırmaları Merkezi” (DİYAM) adlı stratejik araştırma merkezini kurmuş ve altı ay başkanlığını yapmıştır.

Ümit Özdağ, Harp Okulu, Polis Akademisi, Polis İstihbarat Dairesi, Milli Güvenlik Akademisi, Milli Güvenlik Akademisi Kamu Diplomasisi Kursları, Adalet Yüksek Okulu ve İçişleri Bakanlığında dersler ve konferanslar vermiştir.

Prof. Dr. Özdağ, Vaşington, Moskova, Tokyo, Yeni Delhi, Kahire, İskenderiye, Brüksel, Tahran, Bişkek, Alma Ata, Londra, Münih ve Tel Aviv’de değişik üniversite ve araştırma merkezlerinde konferanslar vermiştir.Bunun yanı sıra bir çok ülkede kongrelere katılmış, tebliğ sunmuştur.

Prof.Dr. Ümit Özdağ, Anadolu’nun birçok yerinde konferanslar vermiş, ödüller almıştır.

2001 yılında profesör olan Ümit Özdağ, 2005 senesinde Gazi Üniversitesinde Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından yapılan anti demokratik rektör atamasını protesto ederek üniversiteden ayrılmıştır.

(http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=122004&tarih=13/07/2004)

Prof. Dr. Ümit Özdağ, Cumhurbaşkanı Ahmet N. Sezer’in cumhurbaşkanlığı süresinin sona ermesi ile İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nde öğretim üyesidir.

Prof Dr. Ümit Özdağ 2005 yılından bu yana “21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü” Başkanlığını yürütmektedir.

(http://www.21yyte.org/)

Prof.Dr. Ümit Özdağ “21. Yüzyıl” adlı üç aylık düşünce dergisinin yayın kurulu başkanlığını yapmaktadır. Prof. Dr. Ümit Özdağ, ayrıca 3 aylık hakemli dergiler olan 21. Yüzyılda Sosyal Bilimler ile Milli Güvenlik ve Askeri Bilimler dergilerinin eş editörlüğünü yapmaktadır.

Güvenlik bilimleri, istihbarat bilimi düşük yoğunluklu çatışma, etnik sorunlar, Avrupa Birliği, Avrasya ve Ortadoğu konularında çalışan Prof. Dr. Ümit Özdağ’ın yayınlanmış yirmi üç kitabı, 11 editörlük yaptığı kitap, dört tercüme kitabı, Avrasya Dosyası, Stratejik Analiz, Türk Yurdu, 21 Yüzyıl gibi dergi ve gazetelerde yayınlanmış 300’ün üzerinde makalesi mevcuttur. Prof. Dr. Ümit Özdağ İngilizce ve Almanca bilmektedir.

Ümit Özdağ’ın, Alp adlı 3 yaşında bir oğlu vardır.

Kitapları

1) Atatürk ve İnönü Döneminde Ordu-Siyaset İlişkileri, Gündoğan Yayınları, Ankara 1990 ve 2. Baskı, Bilgeoğuz Yayınları, 2006 İstanbul.

2) Değişen Dünya Dengeleri ve Basra Körfezi Krizi, Hikmet Neşriyat, İstanbul 1990.

3) Menderes ve İnönü Döneminde Ordu-Siyaset İlişkileri ve 27 Ma-yıs İhtilali, Boyut Yayınları, İstanbul 1996.

4) Türkiye, Kuzey Irak ve PKK (Bir Gayri Nizami Savaşın Anatomisi) ASAM Yayınları, Ankara 1999.

5) Türkiye-Avrupa Birliği İlişkileri, 3. baskı Jeopolitik Bir İnceleme, ASAM Yayınları, Ankara 2003.

6) Türkiye’de Düşük Yoğunluklu Çatışma ve PKK, Üçok Yayıncılık, Ankara 2005.

7) Yeniden Türk Milliyetçiliği, 1. Baskı Ankara 2003,4. Baskı, Ankara 2006.

8) Gelecek 1000 Yılda da Buradayız, 1. Baskı Ankara 2003, 4. Baskı Ankara 2006.

9) Kürtçülük Sorununun Analizi ve Çözüm Politikaları, 2. Baskı, Bilgi Yayınevi Ankara 2006.

10) Türk Ordusunun PKK Operasyonları, Pegasus Yayınları, 6 Baskı, İstanbul 2007.

11) Kerkük, Irak ve Ortadoğu, Bilgeoğuz Yayınları, İstanbul 2007.

12) Türk Ordusunun Kuzey Irak Operasyonları, Pegasus Yayınları, İstanbul 2008.

13) Telafer-Bir Türkmen Kentinin Amerikan Ordusu ve Peşmer-gelere Karşı Savaşı, Fark Yayıncılık, Ankara 2008.

14) İstihbarat Teorisi, Kripto Kitaplar, 2. Baskı, Ankara 2008.

15) PKK Neden Bitmedi Nasıl Biter, (Kürtçülük Sorununun Analizi ve Çözüm Politikaları,) adlı çalışmanın genişletilmiş, güncellenmiş 3. Baskısı, Ankara 2008,

16) Pusu ve Katliamların Kronolojisi, Kripto Kitaplar, Ankara 2009

17) Ermeni Psikolojik Savaşı (Dünyada ve Türkiye’de) (Prof. Dr. Özcan Yeniçeri ile), Kripto Kitaplar, Ankara 2009

18)Cumhuriyetin En Uzun Dört Yılından Geçerken Türk Sorunu, Kripto Yayınları, Ankara 2010

19)Türk Ordusu PKK’yı Nasıl Yendi, Türkiye PKK’ya Nasıl Teslim Oluyor, Kripto Yayınları, Ankara 2010

20)Doğu Raporu-Bölgede Türk Kimliği ve Türklük Algısı, Kripto Yayınları, Ankara 2011

21)İkinci Tek Parti Dönemi-AKP’nin Yumuşak Hegemon Parti Projesinin Anatomisi, Kripto Yayınları, Ankara 2011

22)Kendi Ülkesinde Kuşatılan Ordu:TSK, Kripto Yayınları, Ankara, 2013

23)Algı Yönetimi-Propaganda, Psikolojik Savaş, Örtülü Operasyon ve Enformasyon Savaşı, Kripto Yayınları, Ankara 2014

Kitap Bölümleri

İngilizce Kitaplar

1)Cultural Structure and Cultural Identity Problem, İN Southeastern Anatolia Region and Among Those Who İmgrated From Eastern And Southeastern Anatolia Region to West, (Prof. Dr. Kemal Görmez ve Doç. Dr. Erol Göka ile birlikte) Ankara 1996.

2) Low Intensity Conflict in Turkey, Frank Cass, Londra 2003.

Tercüme Kitaplar

1)Bilim ve Bilgeliğin Savaşı, F. Nietzsche, İmge Kitapevi, Ankara 1990

2)Gelecekteki Felsefe, F. Nietzsche, İmge Kitapevi, Ankara 1994.

3)Tan Kızıllığı, (Ahlaksal Önyargılar Üzerine Düşünceler), F. Nietzsche, İmge Kitapevi, Ankara 1997.

4)Siyasi İslam ve Panislamizm, Rehber Yayınları, (Prof. Dr. Mümtazer Türköne ile birlikte) Ankara 1993.

Editörlük Yapılan Eserler

1) Güneydoğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu’dan Göç Eden Yurttaşlar Hakkında Sosyoekonomik Araştırma, (Prof. Dr. Kemal Görmez ve Doç. Dr. Erol Göka ile birlikte) Türk Metal Yayınları, 2. Baskı Ankara 1996.

2) Terörizm İncelemeleri, (Teori, Örgütler, Olaylar) (Prof.Dr. Osman M. Öztürk ile birlikte) ASAM Yayınları, Ankara 2001.

3) Irak Krizi, (M. S. Erol ile birlikte) ASAM Yayınlan, Ankara 2002

4) 21. Yüzyılda Türk Dünyası Jeopolitiği Cilt I (Dr Yaşar Kalafat, M.S. Erol ile birlikte) ASAM Yayınları, Ankara 2003.

5) 21. Yüzyılda Türk Dünyası Jeopolitiği Cilt II (Dr Yaşar Kalafat, M.S. Erol ile birlikte) ASAM Yayınları, Ankara 2003.

6) 21. Yüzyılda Türk Dünyası Jeopolitiği Cilt III, (Dr Yaşar Kalafat, M.S. Erol ile birlikte) ASAM Yayınları, Ankara 2003.

7)21. Yüzyılda Prens- Devlet ve Siyaset Yönetimi, Kripto Yayınları, Ankara 2012

8)Küçük Ortadoğu Suriye, Kripto Yayınları, Ankara 2012

9)PKK ile Pazarlık-Öcalan ile Anayasa Yapmak, Kripto Yayınları, Ankara 2013

10)İstihbarat Örgütleri-CIA-KGB-MOSSAD-MI6-BND, VEVAK, ÇİN, Kripto Yayınları, Ankara 2014

11)Yüzüncü Yılında Birinci Dünya Savaşı, Ankara 2014

Kitapçıklar

2) 21. Yüzyılda Türk Milliyetçiliği, Yedinci Bin Yıl Yayınları, Ankara 2004

3) Türk Tarihinin ve Geleceğinin Jeopolitik Çerçevesi, ASAM Yayınları, Ankara 2003

4) Avrupa Birliği’nin Türkiye Politikaları, ASAM Yayınları, Ankara 2003

5) Irak’ta Türk ve Amerikan Politikaları, ASAM Yayınları, Ankara 2003

6) 3 Kasım 2002 Seçimleri ve MHP, Ankara 2003

İngilizce Kitaplar

Low Intensity Conflict in Turkey, Frank Cass, Londra 2003

Cultural Structure and Cultural Identity Problem, IN Southeastern Anatolia Region and Among Those Who İmgrated From Eastern And Southeastern Anatolia Region to West, Ankara 1996

 

Fenerbahçe'nin Yeni Başkanı Ali Koç

Fenerbahçe’nin Yeni Başkanı Ali Koç Fenerbahçe Kongre

Fenerbahçe'nin Yeni Başkanı Ali Koç

Fenerbahçe’nin Yeni Başkanı Ali Koç

Fenerbahçe’nin Yeni Başkanı Ali Koç. Fenerbahçe Kulübü Seçimli Olağan Genel Kurulu’nda Ali Koç, 20 bin 736 geçerli oyun 16 bin 92’sini aldı ve Aziz Yıldırım’ı geride bırakarak başkanlığa seçildi. Ülker Stadı’nda yapılan tarihi kongrede kullanılan oyların 20 bin 736’sı geçerli sayıldı.

Fenerbahçe'nin Yeni Başkanı Ali Koç

Fenerbahçe’nin Yeni Başkanı Ali Koç

Üyelerin yoğun ilgi gösterdiği genel kurulda, saat 10.00’da başlayan oy verme işlemi saat 17.00’ye kadar devam etti. Daha sonra Genel Kurul Divan Başkanı Vefa Küçük’ün öncülüğünde oy sayım işlemine başlandı. Yaklaşık 2,5 saatte sayılan oyların sonucunda neticeyi de Küçük açıkladı.

Ali Koç, 16 bin 92 oy alarak yeni başkan olurken, Aziz Yıldırım 4 bin 644 oyda kaldı. Koç, Yıldırım’a 11 bin 448 oy farkı attı. Seçim sonrası konuşan yeni Başkan Ali Koç, “Kendimizden çok emindik. Kazanan, fark atacaktı. Bu yolda kimseye biat etmedik. Mutlu olmaya, gurur duymaya hazır olun” dedi.

Fenerbahçe'nin Yeni Başkanı Ali Koç

Fenerbahçe’nin Yeni Başkanı Ali Koç

Ülker Stadı’nda gerçekleştirilen tarihi kongrede mevcut başkan Aziz Yıldırım ile eski yöneticilerden Ali Koç, başkanlık için yarıştı. Kulüp tarihinde ilk kez statta düzenlenen kongreye rekor katılım gerçekleşti. 21 bin 350 üyenin katıldığı ve rekor kırıldığı Fenerbahçe Kongresi’nde oy verme işlemi sona erdi ve oylar sayıldı.

Sayım devam ederken Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım, Ülker Stadı’ndan ayrıldı. Fenerbahçe’nin 37. başkanı Ali Koç oldu. Divan Kurulu Başkanı Vefa Küçük de Ali Koç’u tebrik etti.

Divan Başkanı Küçük’ün açıkladığı resmi sonuçlara göre 20 bin 736 geçerli oy kullanıldı.

Aziz Yıldırım 4 bin 644 oy alırken, başkan seçilen Ali Koç 16 bin 092 oy aldı.

Fenerbahçe'nin Yeni Başkanı Ali Koç

Fenerbahçe’nin Yeni Başkanı Ali Koç

Fenerbahçe’nin yeni başkanı Ali Koç, “Kendimizden çok emindik. Kazanan, fark atacaktı. Bu yolda kimseye biat etmedik. Kimseden menfaat beklemedik. Bir kampanya bu kadar organiz olabilirdi. Bu sizin sayenizde oldu. Gittiğim her yerde, “herkes yolcu taraftar hancı” dedim. Ben de bir taraftarım.

Teşekküre başlasam sahura kadar burada kalırım. Ben size, siz bana inandınız. Sizleri mahcup edecek bir şey yapmamak için ben ve arkadaşlarım camiaya layık olmak için itinayla davrandık. Çok küçük bir ekibim vardı. Biz sadece sizlere aracı olduk.”

Fenerbahçe'nin Yeni Başkanı Ali Koç

Fenerbahçe’nin Yeni Başkanı Ali Koç

“Bu yola çıkarken Burhan Karaçam’a gittim, “Var mısın” dedim. “Sonuna kadar varım” dedi. Finansal çalışmalar yaptık. Hep onu çalıştık. Semih Özsoy ile yönetim kurulundaydık. Onunla çok da haşır neşir değildik, taa ki 3 Temmuz’u yaşayıncaya kadar.

Bir kısmını burada gördüğünüz bu arkadaşlarla yola çıktık. “Tam zamanı şimdi” sloganını onlar buldu. Sizlerle iletişim yapmamızı, sosyal medya hizmetini bu arkadaşlar sayesinde takip ettik. Ona göre adımlarımızı attık. Kendimiz inandık ama her zaman mütevazi davrandık. İyilik kazanacak dedik, iyilik kazandı.

Fenerbahçe'nin Yeni Başkanı Ali Koç

Fenerbahçe’nin Yeni Başkanı Ali Koç

Hepinize ne kadar teşekkür etsem, saatlerce bekliyorsunuz. Siz de aslında milyonların vitrinisiniz. Hep beraber başardık. Esas yolculuk şimdi başlıyor. Çok zor bir yolculuğa hep beraber çıkıyoruz. Biliyorum beklentiniz yüksek. Mutlu olmaya gurur duymaya hazır olun” dedi.

“Bu süreç bitti. Kızgınlık yok. Ne yaşandıysa yaşandı. Keşke yaşanmasaydı. Bir sözüm de başkanımız sayın Aziz Yıldırım’a. Sayın Yıldırım olmasaydı ben burada olmazdım. Aziz Yıldırım olmasaydı, Türkiye’deki pek çok stat olmazdı. Fitili biz ateşledik. Göreceksiniz yakın zamanda Türkiye’de müthiş basketbol sahaları olmazdı.

O olmasaydı bizim salonumuz da olmazdı. Hayatta herkesin artıları eksileri vardır. Başkanımızın Fenerbahçe’ye kattıklarından dolayı her şeyiyle efsane başkan olmayı fazlasıyla hak etmiştir. En büyük kahramanlığı da 3 Temmuz’da göstermiştir. Kendisi direk hedef alınmıştır”

Fenerbahçe'nin Yeni Başkanı Ali Koç

Fenerbahçe’nin Yeni Başkanı Ali Koç

“12 Mayıs’ta burada neler yaşadığımızı hepiniz biliyorsunuz. Resmen taraftarımıza tuzak kuruldu. Sahaya inmesi istendi. Maç başlamadan gaz sıkılmıştı. Bütün bize karşı güçlerin en güçlü olduğu dönemde en zayıf anımızda dimdik ayakta durdu.

Camia olarak dimdiktik, diriydik; sonra yorulduk. Yorulmaya hakkımız yok. Hakkımız bize verilinceye kadar ve bu uzun süre olacak. Kimse bizimde başa çıkamaz.”

2 Nisan 1967’de dünyaya gelen Ali Koç, evli ve iki çocuk babası.

Fenerbahçe’nin yeni başkanı, Koç Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili görevini üstleniyor.

ALİ KOÇ’UN EĞİTİMİ

Harvard Üniversitesi, Boston, Massachusetts, A.B.D. – İşletme Fakültesi, Master

Rice Üniversitesi, Houston, Texas, A.B.D. – İşletme Fakültesi

Harrow School, Londra, İngiltere – Matematik, Ekonomi ve Coğrafya yüksek derece

PERPA HABERLERİ    

ANA SAYFA

Perpa Banka Hesap Numaralarımız

Perpa Banka Hesap Numaralarımız, Perpa Ödemeler

Perpa Banka Hesap Numaralarımız

Perpa Banka Hesap Numaralarımız

Perpa Banka Hesap Numaralarımız

Perpa Ticaret Merkezi A Blok Yönetimine yapmanız gereken çeşitli ödemeleri aşağıdaki banka hesap numaralarımızdan yapabilirsiniz. Özellikle aidat ödemeleriniz için bizzat yönetimimize gelmeden yapabilirsiniz. Aidatlarınızı bankadan öderken açıklama kısmına dükkan numaranızı belirtmeyi unutmayınız.

ŞUBE ADI ŞUBE KODU IBAN  HESAP NO
DENİZBANK/PERPA 2760 TR04 0013 4000 0008 6934 9000 01 869349-351
GARANTİ/PERPA 459 TR51 0006 2000 4590 0006 2999 86 6299986
TÜRKİYE İŞ BANKASI/PERPA 1188 TR86 0006 4000 0011 1880 0880 60 88060
YAPIKREDİ/PERPA 744 TR95 0006 7010 0000 0072 3891 00 72389100
VAKIFBANK/PERPA 323 TR08 0001 5001 5800 7284 9830 38 158007284983038
HALKBANK/PERPA 862 TR19 0001 2009 8620 0022 0000 02 22000002
FİNANSBANK/PERPA 888 TR94 0011 1000 0000 0013 1661 78 13166178
TÜRKİYE FİNANS KATILIM BANKASI/PERPA 131 TR55 0020 6001 3100 3508 9500 02 350895-2
AKBANK/PERPA 633 TR97 0004 6006 3388 8000 0146 62 14662
ZİRAAT/PERPA 1969 TR38 0001 0019 6956 7224 3450 01 56722434-5001
KUVEYT TÜRK / PERPA 239 TR42 0020 5000 0069 1411 0000 01 6914110-1

PERPA KURUMSAL      PERPA İLETİŞİM   ANA SAYFA   EMLAK

Doğu Perinçek Perpa’yı Ziyaret Etti

Doğu Perinçek Perpa’yı Ziyaret Etti

 

Doğu Perinçek Perpa'yı Ziyaret Etti

 

Vatan Partisi Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Adayı Doğu Perinçek Perpa’yı ziyaret etti.

31 Mayıs 2018 Perşembe günü saat 11:00’de Perpa girişinde Perpa A Blok Başkanı Hasan Sezgin, A Ve B Blok yönetim kurulu üyeleri tarafından karşılanan Doğu Perinçek Perpa B Blok Toplantı salonunda Perpalılara hitap etti.

 

Başkan Hasan Sezgin, Perinçek’e kısaca Perpa’yı tanıtarak, ”Perpa küçük bir Türkiye örneğidir, siyasette başarılı olmak isteyenlerin yolu Perpa’dan dah çok geçmelidir” dedi.

Perpa B Blok Başkanı Mithat Yümlü, Perinçek’e Hoşgeldiniz diyerek, ”Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet, diktatörlüğü reddedip, demokrasiy tercih etmiştir, Perinçek’e çıktığı yolda başarılar diliyorum’. dedi.

Doğu Perinçek Perpa'yı Ziyaret Etti

Perpa Toplantı Salonu’nda Perpalılara hitap eden Doğu Perinçek, ”Sizleri saygı ile selamlıyorum, Çarşı esnaflığı bir tür ahilik geleneğidir, ahlak geleneğidir. Türkiye şimdi zor bir dönemde, ekonomide zorluklar yaşıyoruz, güvenlik ve terör sorunu var fakat türkiye zor dönemlerde çözümler üretebilecek potansiyele sahiptir, Bizim tarihimizde var, Ergenekon Destanı zorlukları yenme destanıdır.” dedi.

Doğu Perinçek Perpa'yı Ziyaret Etti

 

Fenerbahçe Başkanlık Seçimi

Fenerbahçe Başkanlık Seçimi 2-3 Haziranda

Fenerbahçe Başkanlık Seçimi

Fenerbahçe Başkanlık Seçimi

Fenerbahçe başkanlık seçimi için geri sayım devam ediyor. Perpa A Blok Başkanı Hasan Sezgin, ”Fenerbahçe’nin Ali Koç ve ekibiyle  yeni bir gelecek vizyonuna kavuşacağına yürekten inanıyorum, kendisine ve ekbine çıktıkları bu yolda başarılar diliyorum” dedi.

Fenerbahçe Başkanlık Seçimi

Fenerbahçe Başkanlık Seçimi

Fenerbahçe başkanlık seçimi için geri sayım devam ediyor. Sarı Lacivertli kulubün yeni başkanının seçileceği kongre için hazırlıklar devam ederken, başkan adayları Ali Koç ve Aziz Yıldırım’dan açıklamalar gelmeye devam ediyor. Peki, Fenerbahçe başkanlık seçimi ne zaman yapılacak? İşte, futbol otoritesinin dikkatle izleyeceği başkanlık seçimi hakkında bazı bilgiler

Fenerbahçe başkanlık seçimi, futbolu yakından takip eden hemen herkesin yakından ilgilendiği konu olacak. Ali Koç’un, mevcut başkan Aziz Yıldırım karşısında vereceği başkanlık mücadelesi, Türk futbolseverler tarafından yakından takip edilecek. Peki, Fenerbahçe başkanlık seçimi ne zaman yapılacak? İşte, süreç hakkında detaylı bilgiler

Fenerbahçe Başkanlık Seçimi

Fenerbahçe Başkanlık Seçimi

FENERBAHÇE BAŞKANLIK SEÇİMİ NE ZAMAN?

Aziz Yıldırım ile Ali Koç arasında geçecek olan Fenerbahçe Spor Kulübü başkanlık seçimi,  toplantıya katılma hakkı olan üyelerin salt çoğunluğunun hazır bulunması halinde 26-27 Mayıs tarihlerinde Ülker Stadyumu Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Spor Kompleksi Fenerium Tribünü’nde gerçekleştirilecek. İlk toplantıda tüzük gereği aranan salt çoğunluk sağlanamadığı için Genel Kurul, 02 – 03 Haziran 2018 tarihlerinde aynı yer ve saatte çoğunluk aranmaksızın toplanacak.

Fenerbahçe Başkanlık Seçimi

Fenerbahçe Başkanlık Seçimi

ALİ KOÇ KİMDİR?

Ali Koç, 2 Nisan 1967 tarihinde İstanbul’da dünyaya gelmiştir. Londra’da Harrow School’dan mezun oldu. Rice University’den diplomasını aldı. Harvard University’de yüksek lisans yaptı. ABD’de çeşitli kuruluşlarda çalıştı ve Koç Holding yönetim kurulu üyesi kurumsal iletişim ve bilgi grubu başkanı oldu. Ali Koç, Nevbahar Koç ile evli ve 2 çocuğu bulunmakta.

Ali Koç Fenerbahçe Spor Kulübü’nün eski yöneticisidir. Fenerbahçe Spor Kulübü kongre üyesidir ve 1907 Fenerbahçe Derneği’nin başkanlığını yapmaktadır. 30 Mayıs 2015 tarihindeki Fenerbahçe Spor Kulübü olağan kongresinde bir sonraki kongrede başkan adayı olacağını açıklamıştır.

22 Şubat 2016 tarihinde Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanvekilliğine getirilmiştir.

Ali Koç aynı zamanda Endeavor Türkiye Yönetim Kurulu üyelerindendir. Ali Koç, Forbes Türkiye’nin 2017’de hazırladığı “En Zengin 100 Türk” listesinde 700 milyon dolarlık servetiyle 50. sırada yer almaktadır.

Fenerbahçe Başkanlık Seçimi

Fenerbahçe Başkanlık Seçimi

ALİ KOÇ’TAN AÇIKLAMALAR

Başkan adayı Ali Koç, CNN Türk’te Hafta Sonu programında Hakan Çelik’in sorularını yanıtladı. İşte Ali Koç’un açıklamaları:

Bu süreçte bana destek olan aileme çok teşekkür ediyorum. Ben tutkumun peşinden koşarım. Fenerbahçe taraftarının bana karşı olan sevgisine karşılık verememek beni çok üzüyordu. Küçüklüğümden beri hayalimde vardı Fenerbahçe’ye başkan olmak. Rahmi Koç çok demokrat bir insan. Geçen sene 2 Nisan, ben 50. yaşıma bastım. Bu konuşmada bana böyle bir şey olamayacağını ifade etti. Ben kendisiyle konuştum, bu yoldan geri dönüş olmadığını söyledim. Sağ olsunlar sonuna kadar arkamda durdular. 7 gün kaldı, bakalım 7 gün sonunda ne olacak? En büyük itiraz küçük oğlumdan geliyor. Başkan olma kararını aldıktan sonra bütün ailem çok destek oldu. Sonuç ne olursa olsun yola çıktık Allah utandırmasın diye bekliyoruz bakalım neler olacak.

Fenerbahçe Başkanlık Seçimi

Fenerbahçe Başkanlık Seçimi

BU BÜYÜK BİR GURUR

Gittiğim yerlere diğer takım taraftarları da bana destek oluyor, bu büyük bir gurur. Ben başka bir camiaya hiç saygısızlık yapmadım. Bir felsefem var; kendine yapılmasını istemediğini başkasına yapmayacaksın. Fenerbahçe çok daha iyi yönetilmeyi hak ediyor. Ben de bu yüzden başkan olmak istedim. Zihniyet, yatırım bir çok şeyde Türk futbolu olarak çok geride kaldı. Bunun için de aday oldum. Fark yaratabileceğimi düşünüyorum.  Türk futbolunu etkileyebileceğimi düşünüyorum. 10-15 yılda nefret ortamı var. Kulüpler arasındaki şiddet ortamı sona ermeli. Geçen gün okuldan gelen kızım ‘Baba biz Galatasaray’dan nefret mi ediyoruz?’ diye sordu. Biz küçükken böyle bir şey yoktu. Saha içinde kora kor bir rekabet, saha dışında da yapıcı bir rekabet olmalı. Türk futbolunu hak ettiği yere getirmek için kulüpler ve federasyon olarak ortak bir çalışma içinde olmalıyız.Çok yer ziyaret ettik, kulüpleri ziyaret ettik. Türk futbolu çağın çok gerisinde kaldı. Baktığınız zaman sonuçları da ortada. Ben bir fark yaratabileceğimi düşündüm

Fenerbahçe Başkanlık Seçimi

Fenerbahçe Başkanlık Seçimi

PASSOLİG’E GEREK YOK

Ben Passolig tarafında değilim. Tekerleği yeniden icat etmeye gerek yok. Dünyada sadece İtalya’da vardı; o da kalktı. Bana göre gerek yok. Zararı yok ama desteklemiyorum.

FENERBAHÇE İYİ YÖNETİLMİYOR

Fenerbahçe iyi yönetilmiyor. Günü birlik düşünülüyor. Çok daha akılcı, rasyonel yönetilmeli kulüpler. Sadece biz değil diğer kulüpler de. Günü kurtarma yaklaşımıyla yönetilmemeli. 6 ay var ‘şampiyon olmazsanız yenilemem’ diyorsunuz olmayınca da yenilemiyorsunuz. Bu böyle olmaz. Fenerbahçe’nin borcunun tam olarak ne kadar olduğunu anlamak mümkün değil. Bu tespit edilemiyor. Geçen seneki raporda borç miktarında ‘Batak’ yazıyordu. Kulübe gelen gelirler kulübün kasasına girmiyor ki… Direkt olarak temlik, hisseler rehinli. Fenerbahçe’nin mali geleceği ipotek altına almış. Bence Fenerbahçe finansal açıdan iyi yönetilmiyor. Ben bu işi tek başıma hallederim demiyorum. Bu sorunları çözebilecek akla, mantığa ve vizyona sahip olduğumu söylüyorum. Tek başına yapamam. Yönetime gelirsek her şeyi baştan kuracağız.

KARŞILIK BEKLEMEDEN F.BAHÇE’YE VERECEĞİM BİR MEBLAĞ VAR

Fenerbahçe’nin gelirleri azalıyor. Giderleri artıyor. Bunu tam tersine çevirmemiz gerekiyor.Gelirleri arttırma kısmında ben ve arkadaşlarımın direk etkili olacağı alanlar var. 3 Temmuz’daki kurduğumuz bağlar incelmiş durumda. 3 Temmuz’daki dayanışmamız dünyaya örnek oldu. Taraftarın maça gelmemesini sadece ekonomiye bağlarsanız olmaz. Benim Ali Koç olarak, karşılık beklemeden Fenerbahçe Spor Kulübü’ne vereceğim bir meblağ var. Fenerbahçe Spor Kulübü’nün sponsorluk yapılabilecek tüm alanlarının maksimum seviyeye getirileceğinin taahhüdünü verebilirim. Şirketlerim kulübe her alanda sponsor olacak. Gelirlerimiz artacak. Kulüp bir sermaye grubunun altına girmeyecek. UEFA ile görüşerek sorunları aşacağız.

Fenerbahçe Başkanlık Seçimi

Fenerbahçe Başkanlık Seçimi

AZİZ YILDIRIM KİMDİR?

Aziz Yıldırım, 2 Kasım 1952 tarihinde Diyarbakır’ın Ergani ilçesinde dünyaya gelmiş, ilkokul ve lise eğitimini Düzce’de almıştır. Eğitimine devam ettiği Düzce’de sportif olarak da bir kariyere başlayan Yıldırım, Hamidiyespor Kulübünde amatör futbol oynamıştır.

Üniversite eğimini almak üzere Ankara’ya gitmiş, Ankara Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademisinde (şu anki adıyla Gazi Üniversitesi Mühendislik Fakultesi) inşaat mühendisi olarak tahsilini tamamlamıştır. Eğitiminin ardından Maktaş Mühendislik firmasını kuran Yıldırım, savunma sektöründe altyapı ve üstyapı müteahhitlik hizmetleri vermektedir.

15 Şubat 1998 yılından bu yana yapılan seçimlerle 12 kez Fenerbahçe Kulübü Başkanı seçilen Aziz Yıldırım, Kulüp tarihine ismini en uzun süre başkanlık yapan kişi olarak yazdırmıştır.

Fenerbahçe Başkanlık Seçimi

Fenerbahçe Başkanlık Seçimi

AZİZ YILDIRIM’DAN AÇIKLAMALAR

Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım, Hedef 1 Milyon Üye Projesi’nin önemine dikkati çekti. 

Kalamış’taki Fenerbahçe Faruk Ilgaz Tesisleri’nde, Yıldırım ile başkan vekili Mithat Yenigün ve asbaşkan Şekip Mosturoğlu’nun katıldığı “Dönüşüm, Yeni

Dönem” adında bir sunum gerçekleştirildi. 

Sunumun ardından kısa bir konuşma yapan Aziz Yıldırım, şunları kaydetti: 

“Amacımız Fenerbahçe’ye kaynak oluşturmak. Barcelona, Bayern Münih’te statlar dolu. Spor kültürü orada gelişmiş. 1 Milyon Üye Projesi’nde 100 bine ulaştığımızda, tüzüğe madde koyacağız. Kulüp üyeleri muhakkak stattan kombine alacak. Oyuncu almadığınızda bugün kombine alınmıyor. Böyle olunca bütçe dengesiz oluyor. 1 Milyon Üye Projesi Fenerbahçe’nin lokomotifidir. Bu projeyi ilerletmek Fenerbahçelilerin görevidir. Bayrak sallamakla olmaz. 25 milyon taraftarımız var ve buraya 100 bin, 200 bin insanın üye olması lazım. Yakalandığımız kötü operasyonları atlatmamız lazım.” 

Fenerbahçe Başkanlık Seçimi

Fenerbahçe Başkanlık Seçimi

Fenerbahçe Evleri’nin önemine de vurgu yapan Yıldırım, “Fenerbahçe Evleri, bölgedeki insanların kulübe üye olmasıyla yapılıyor. Bu gelirleri başka türlü yakalayamayız. Saha gelirlerini 2-3 milyon daha artırırsınız. Diğer kalemlerle sağlayamazsınız. Halkın takımı Fenerbahçe, taraftarının sahip çıkmasıyla büyür. ‘Ben Fenerbahçeliyim ama bir şey vermem, yönetim kötü, antrenör kötü.’ demekle olmaz. Basketbolun 30 milyon avro bütçesi var. Sponsor 11 milyon, saha gelirleri 3 milyon avro. Bu açığı kapatan taraftar olmalı. Kur artınca taraftar da ‘Bir şey veremeyiz.’ derse hiçbir şey ilerlemez. Taraftar her şeye katılacak. Forma alıyorlar teşekkür ederiz ama diğerlerine de destek vermeliler.” ifadelerini kullandı. 

Sunumdan öne çıkanlar 

Sunumda, Aziz Yıldırım’ın 20 yıllık başkanlık döneminde, kazanılan sportif başarılar ile yapılan tesisleşme yatırımlarını anlatılırken, sarı-lacivertli kulübün mali yapısının 10 kat büyüdüğü savunuldu. 

Sunumda, başkanlığa tekrar seçilmesi durumunda Aziz Yıldırım’la yeni dönemde bütün branşlarda her sezon Avrupa’nın ilk 8 takımı arasında yer alınması, 2023’te gelirlerin yüzde yüz arttırılması gibi hedeflerin olduğu vurgulandı. 

“Fenerbahçe ekolünün” oluşturulacağı ve Avrupa’nın ilk 10 kulübü arasına girileceği iddia edilen sunumda, “Siyah Çoraplılar Futbol Akademisi”ne de vurgu yapıldı. 

“Futbol Yatırımları AŞ” adında bir oluşum kurulacağı ve buraya 5 tane İstanbul’dan pilot takımın katılacağı aktarıldı. 

Basketbolda teknik ve sporcu kadrosunun korunacağı, voleybolda ise yabancı oyuncu transferi altyapı sayesinde en aza indirileceği belirtildi. 

FB TV’nin dışında sadece Fenerbahçelilere değil tüm sporseverlerin ilgisini çekeceği yeni bir digital spor kanalının kurulacağı da sunumda yer aldı. 

Uluslararası seviyede bir giyim markasının daha oluşturulacağı ve e-ticarete önem verileceği ifade edildi.

HABERLER    PERPA FİRMALAR    PERPA İŞ İLANLARI     ANA SAYFA    PERPA

Vergi Barışında Son Gün 31 Temmuz

Vergi Barışında Son Gün 31 Temmuz

Maliye Bakanlığı, vergi barışının nasıl uygulanacağına ilişkin düzenlemeleri açıkladı. Buna göre bir şirket barışı seçtiğinde faizi düşecek ve maliyet avantajı sağlayacak. Yapılandırılan borçta eylül ayının sonuna kadar ödeme yapılmazsa avantaj kaybolacak.

VERGİ borçlarının yeniden yapılandırılmasına yönelik yasanın resmileşmesinin ardından Maliye Bakanlığı da uygulamanın nasıl olacağına açıklık getiren ikincil düzenlemeleri hazırladı. Buna göre borçlar için 31 Temmuz 2018 akşamına kadar başvuru yapılabilecek. İlk taksit pazar gününe denk geldiği için 1 Ekim 2018 tarihine kadar ödenecek. Hazırlanan tebliğ taslağında cezaların nasıl yapılandırılacağı örneklerle anlatıldı. 28 Haziran 2017 tarihinde 206 lira trafik cezası alan bir kişi, yapılandırma olmasaydı 113 liralık faiz ödemek zorunda kalacaktı. Bunu yerine yurt içi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) katsayısı ile faiz 7.93 liraya düşecek. Böylece toplamda 319 lira yerine 214 lira ödenecek.

 

PEŞİN ÖDERSE

 

Vergi ve diğer alacakların yeniden yapılandırılmasına ilişkin yasanın uygulanmasına yönelik hazırlanan tebliğ taslağına göre, borcunu peşin olarak ilk taksit ödeme süresi içinde ödemek isteyenlerin faizlerinin yüzde 90’ı silinecek. Örneğin 108 bin liralık borcu olan bir mükellef borcunu peşin ödemek isterse 20 bin 250 liralık faiz yerine, 2 bin 25 liralık Yİ-ÜFE katsayısına göre borcunu ödeyebilecek. Yapılandırmadan önce 128 bin 250 lira olan borç, yapılandırmadan sonra 108 bin artı 2 bin 25 liradan toplamda 110 bin 25 liraya düşecek. Aynı mükellef yapılandırdığı bu borcunu eylül ayının sonuna kadar ödemezse geç ödeme zammı üstüne eklenecek. Yani bin 795 lira eklenecek. Bu sefer yüzde 50 oranında indirim uygulanacak. 20 bin 250 lira yerine 10 bin 125 liralık Yİ-ÜFE üzerinden borcunu ödeyebilecek.

 

18 TAKSİTLE ÖDEME

25 Nisan 2017 tarihinde 4 bin 432 lira trafik para cezası olan bir mükellef borcunu 18 eşit taksitte ödemek istediğinde öncelikle vergi dairesine başvuracak. 4 bin 432 liralık borcun faizi, 17 Mayıs 2018 tarihine kadar yüzde 65 oranında artarak 2 bin 880 liraya ulaşıyor. Borcun faizi yapılandırmaya dahil olduğu için 201,66 liraya düşecek. Toplam borç anaparayla birlikte 4 bin 633 lira olacak. Mükellef borcunu 18 taksitle ödeyeceği için 1,15’lik katsayı uygulanacak. Bu durumda borç 5 bin 328 liraya yükselecek. Borcunu 296 lira taksitle ödeyebilecek.

 

TAKSİTİ KAPATMAK

 

Aynı mükellef eylül ayında vergi dairesine başvurarak taksit tutarlarını peşin ödemek isterse bu sefer para cezasının aslından yüzde 25, faizinden yüzde 90 indirim yapılacak. Para cezasının aslı 3 bin 324 liraya, faizi ise 20,17 liraya düşecek. Toplamda 3 bin 344 lira ödeyerek borcunu kapatabilecek.

 

KREDİ KARTI İLE ÖDEME

 

Yapılandırma borçları kredi kartı ile yapılabilecek. Maliye Bakanlığı, bankalarla gerekli anlaşmaları sağladı. Kredi kartı ile yapılacak ödemeler Gelir İdaresi Başkanlığı’nın www.gib.gov.tr adresi üzerinden yapılabilecek. Bankaların uygulama geliştirmeleri halinde internet siteleri veya şubeleri üzerinden de kredi kartıyla tahsilat yapılabilecek. Kredi kartı ile yapılacak ödemeler tüm taksitlerin veya bir ya da birden fazla taksitin defaten (topluca) ödenmesi ya da taksitin ilgili taksit aylarına yansıtılması suretiyle de ödenmesi şeklinde yapılabilecek. Örneğin, borçlu tarafından kanun kapsamında taksitlendirilmiş alacağın ilk iki taksit tutarının kredi kartı ile aynı gün ödendiği varsayıldığında, banka tarafından taksitler ilgili taksit ayları olan Eylül 2018 ve Kasım 2018 aylarında borçlunun hesap ekstrelerine yansıtılacak ve bu suretle yapılan tahsilat tutarları taksit aylarının son gününü izleyen 20 gün içinde Hazine hesaplarına

aktarılacak.

 

Paris İklim Anlaşması

Paris İklim Anlaşması

Laurence Tubiana

Paris İklim Anlaşması’nın mimarlarından biri olan Avrupa İklim Vakfı (ECF) CEO’su Laurence Tubiana, ABD Başkanı Donald Trump’ın anlaşmadan çekilme kararını değerlendirirken, “Bazen insanlar diyor ki ‘Eğer yapamıyorsak anlaşmadan vazgeçelim.’ Ancak bu çılgınca. Çünkü 4-5 derecelik bir ısınmayla dünyada büyük bir tahribat yaşanır” diyor.

Paris İklim Anlaşması

AVRUPA İklim Vakfı (ECF) CEO’su Laurence Tubiana, 2015 yılında imzalanan Paris Anlaşması’nın da mimarlarından biri. Tubiana geçtiğimiz hafta, ECF, Almanya’nın enerji konusundaki en etkin düşünce kuruluşu Agora Energiewende ve Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi (İPM) ortaklığında kurulan SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi’nin kuruluşu nedeniyle İstanbul’daydı. Kendisine Paris Anlaşması sonrasını, özellikle ABD Başkanı Donald Trump’ın anlaşmadan çekilme kararı açıklamasının ardından iklim mücadelesinde neler yaşandığını sordum. Trump’ın ABD’yi anlaşmadan çekme kararına yönelik “Elbette iyi haber değil” yorumu yapan Tubiana, “Diğer yandan Trump bu anlaşmanın ne kadar dirençli olduğunu gösterdi çünkü başka kimse çıkmadı” diyor. 1997’de Kyoto Protokolü devreye girdiğinde, ABD protokolü imzalamamış ve birçok ülke de ABD’nin peşinden gidip, protokolü imzalamama kararı vermişti. Paris Anlaşması’nda ise benzer durum yaşanmadı. Paris İklim Anlaşması’nda başlıca amacın her ülkenin kendi hedeflerini belirlemesini sağlamak olduğunu anımsatan Tubiana, iklimle mücadelede yeterince hızlı olmadığımızdan şikâyet ediyor.

Paris İklim Anlaşması

BÜYÜK TAHRİBAT YAŞANIR

Bundan endişe duyduğunu söyleyen Tubiana, şöyle devam ediyor: “Eğer küresel sıcaklık artışını yüzyılın sonuna kadar 2 derecenin altında tutmak istiyorsak- ki zaten 1 derecelik sıcaklık artışına ulaştık- önümüzde küçük bir eylem alanı var. Ve emisyonlar hala küresel düzeyde artıyor. Bu yüzden benim kaygım, evet düşüncede, teknolojide ve ekonomide gerçekten bir dönüşüm geçirdik ve geçiriyoruz, ama çok yavaş. Bu kesin. Şimdiyse en büyük zorluk bunu nasıl hızlandıracağımız. Tabii muhalif bir ABD hükümetine sahip olma handikabı da yardımcı olmuyor. Çünkü bu durum başkaları üzerindeki baskıyı azaltıyor ve ABD büyük bir ekonomi. Ama başka seçeneğimiz de yok. Bazen insanlar yapamazsak, anlaşmadan vazgeçmemiz gerektiğini söylüyorlar. Bu çılgınca. Çılgınca çünkü ülkeler sadece Paris için taahhütlerini yerine getirse bile- ki bu yapılabilir- bu küresel sıcaklığı sınırlayabiliyor. Eğer bu olmazsa sıcaklık artışı 4-5 dereceye çıkabilir. Bunun ise neye benzeyeceğini bilmiyoruz, muhtemelen birçok doğal ortamda, hatta insanların yaşam alanlarında büyük bir tahribat yaratacak. Yani insan türü olarak yaşadığımız bu gezegen için elimizden geleni yapmalıyız. Bu hedefte başarılı olamasak bile. Bu yüzden insanlar ‘Eğer başaramayacaksak neden uğraşalım’ derken hep endişe duyuyorum. Hayır! Bu büyük bir şey. Sorun, insanların hayatta kalmaları için bunun ne kadar önemli olduğunu anlamamaları.”

Paris İklim Anlaşması

KÜRESEL VATANDAŞLIK MESELESİ

 

ABD’den sonra Çin’in iklim değişikliği konusunda “meşale taşıyıcı” olma görevine soyunduğunu anlatan Tubiana, “Fakat kontrol ve dengeye sahip olmak her zaman çok iyidir. Çünkü onlar bir şeyler yapıyorlar ama diğer yandan Çin’den dünyanın diğer ülkelerine çok fazla sermaye akışı var ve şu anda çoğu yüksek karbonlu sektörlere gidiyor. Ve anlaşma bir arkadaş baskısı gibi işliyor. Bu nedenle, ABD’nin kaybını yeniden dengeleme sorunu gerçek bir sorun. Burada Avrupa devreye girmeli ve giriyor da” yorumunu yapıyor. ABD’de ise hükümetin dışında büyük şirketler, bankalar, yerel otoriteler, STK’lar ve topluluklar gibi farklı unsurların iklim değişikliği konusunda elini taşın altına koyduğunu Tubiana, “Aslında liderliğin doğası da değişti” diyor. Trump çekileceklerini açıkladığında, ABD’de ‘Hükümet olarak çekilebilirsiniz, ama biz hala varız’ diyen bir hareketin başladığına işaret eden Tubiana, “Eğer işletmeler ya da şehirler ‘Ne istersen yapabilirsin ama biz yurttaş olarak,

küresel hedefe bağlı kalmamız gerektiğine karar verdik’ diyorsa, bu uluslararası hükümetler arası bir şey olmaktan çıkıp küresel bir vatandaşlık meselesine dönüşüyor ve süreç tamamen değişiyor” diyor.

 

İKLİMDE TEHLİKELİ SENARYO

“2 santigrat derece ısınma sınırına ulaşırsak ne olur?” sorumuza karşılık Tubiana, şunları anlatıyor: “Afrika ya da Ortadoğu’nun birçok bölgesinde kuraklık yaşanıyor. Bu bölge çok daha fazla etkilenecek. Bölge zaten politik olarak çok karmaşık ve bu soruna Doğu Akdeniz’in deniz seviyesindeki yükselişinin herhangi bir başka bölgeye veya denize göre daha hızlı yükseleceğini de ekliyorsunuz. Böylece Mısır ya da Lübnan gibi ülkelerde deniz seviyesindeki yükseliş sahip oldukları tüm iyi suların yüksek oranda tuzlanmasına yol açacak. Kaynakların tuzlanması gerçekten bir sorun çünkü o zaman tarım ve insanlar için kullandığınız suyu tuzdan arındırmak zorunda kalacaksınız ve bu hala çok pahalı. Ve tabii ki bölgedeki su mevcudiyeti, her yerde yaşanan kar sorunu nedeniyle yoğun bir şekilde azalacaktır. Sudan’da görüyorsunuz Etiyopya’da, Çad’de şu anda iklim mültecileri var. Bazı analizler, Suriye’deki kuraklığın büyük olasılıkla siyasi krizi derinleştirdiğini gösteriyor. Göç üzerindeki iklim boyutunu zaten ölçebiliriz, göç akışını arttırdı ve muazzam ölçüde artıracak. Bu gelecek bir şey değil, şimdi yaşanıyor. İnsanların suları yoksa, su için savaşırlar ya da hareket ederler. Bu yıl ortalama sıcaklıkta en yüksek oldu. New York’ta bir gün 2 dereceyken, ertesi gün 26 derece olan bir hava var; hava dengesizliği gerçekten çok yüksek. Ve sonra daha görünmez bir şey var, sağlık meselesi. Direnmeye alışık olmadığımız, sıcak bölgelerden kuzey bölgelerine gelen bir dizi virüs var.”

Paris İklim Anlaşması

 

2020 sonrası iklim değişikliği rejiminin çerçevesini oluşturan Paris Anlaşması, 2015 yılında Paris’te düzenlenen BMİDÇS 21. Taraflar Konferansı’nda kabul edilmiştir. Anlaşma, 5 Ekim 2016 itibariyle, küresel sera gazı emisyonlarının %55’ini oluşturan en az 55 tarafın anlaşmayı onaylaması koşulunun karşılanması sonucunda, 4 Kasım 2016 itibariyle yürürlüğe girmiştir.

 

Paris Anlaşması’nın, BMİDÇŞ ile karşılaştırıldığında en ayırt edici özelliği, tüm ülkelerin katkılarına dayanacak bir sistem öngörülmüş olmasıdır. Anlaşma, iklim değişikliğiyle mücadelede gelişmiş/gelişmekte olan ülke sınıflandırmasına ve tüm ülkelerin “ortak fakat farklılaştırılmış sorumluluklar ve göreceli kabiliyetler” ilkesi tahtında sorumluluk üstlenmesi anlayışına dayandırılmıştır. Gelişmiş/gelişmekte olan ülke sınıflandırmasının yapılabilmesi için bir kıstas belirlenmemiş; herhangi bir farklılaştırmaya da gidilmemiştir.

 

Paris Anlaşması, 2020 sonrası süreçte, iklim değişikliği tehlikesine karşı küresel sosyo/ekonomik dayanıklılığın güçlendirilmesini hedeflemektedir. Paris Anlaşması’nın uzun dönemli hedefi, endüstriyelleşme öncesi döneme kıyasen küresel sıcaklık artışının 2°C’nin olabildiğince altında tutulmasıdır. Bu hedef fosil yakıt (petrol, kömür) kullanımının tedricen azaltılarak, yenilenebilir enerjiye yönelinmesini gerektirmektedir.

 

İklim değişikliği ile mücadele bağlamında Anlaşma, ulusal katkılar, azaltım, uyum, kayıp/zarar, finansman, teknoloji geliştirme ve transferi, kapasite geliştirme, şeffaflık, durum değerlendirmesi konularına ilişkin uygulamam modaliteleri belirlenmek üzere bir çerçeve oluşturmuştur.

 

Anlaşma, iklim değişikliğinin olumsuz etkilerine maruz kalan ülkelerin uyum ve direnç kabiliyetlerinin artırılması ile sera gazı emisyon azaltım kapasitelerinin yükseltilmesi amacıyla öncelikle gelişmiş ülkelerin, En Az gelişmiş Ülkeler ve Küçük Ada Devletleri başta olmak üzere ihtiyacı olan gelişmekte olan ülkelere finansman, teknoloji transferi ve kapasite geliştirme imkanları sağlamaları öngörmektedir.

 

Emisyon azaltımı hususunda Anlaşma’da, gelişmiş ülkelerin mutlak emisyon azaltımı hedeflerini sürdürmeleri; gelişmekte olan ülkelerin ise emisyon azaltımı hedeflerini yükselterek farklı milli koşulları uyarınca, zaman içinde tüm sektörleri kapsayacak yeni, artırılmış hedefler benimsemelerini telkin etmektedir.

 

Bu hedeflerin uygulamaya konulması bağlamında ulusal katkılar, Anlaşma’nın önemli saç ayaklarından birini oluşturmaktadır. Ülkemiz, 20 Eylül 2015 tarihinde 2030 yılı itibariyle gerçekleşmesi öngörülen “Niyet Edilen Ulusal Olarak Belirlenmiş Katkı” (INDC) beyanını %21’e varan artıştan azaltım olarak açıklamıştır. Bilim dünyasınca yapılan değerlendirmelere göre, bildirilen tüm ulusal katkılar hayata geçirilse dahi, 2°C hedefine ulaşılmada yetersiz kalınacağı ve çabaların arttırılması gerektiğine dikkat çekilmektedir. Nitekim Paris Anlaşması, Ulusal Katkı Beyanlarını (NDCs) periyodik olarak gözden geçirilmesi ve hedeflerin tedricen yükseltilmesini öngörmektedir.

 

Ülkemiz, Paris Anlaşması’nı, 22 Nisan 2016 tarihinde New York’ta düzenlenen Yüksek Düzeyli İmza Töreni’nde 175 ülke temsilcisiyle birlikte imzalamış ve Ulusal Beyanımızda Anlaşma’yı gelişmekte olan bir ülke olarak imzaladığımız vurgulanmıştır.

 

Paris Anlaşması’nın kabulünden 1 yıl geçmeden yürürlüğe giren ilk küresel anlaşmadır.

 

7-18 Kasım 2016 tarihlerinde Marakeş’te düzenlenen BMİDÇS 22. Taraflar Konferansı, Paris Anlaşması’nın yürürlüğe girmesi sonrasında gerçekleştirilen ilk taraflar konferansı olması bağlamında, “Eylem Konferansı” olarak adlandırılmıştır.

 

Marakeş Taraflar Konferansından hemen öncesinde, gelişmiş ülkelerin 100 milyar dolar taahhüdüne ilişkin açıklanan “100 Milyar ABD Doları Yol Haritası”da, finansman bağlamında gelinen noktanın değerlendirilmesi açısından önemlidir.

 

Toplantı sonucunda, Paris Anlaşması’nın uygulama parametrelerinin en geç 2018 yılında tamamlanması öngörülmüştür. 2017-2020 süreci için “Küresel İklim Eylemi için Marakeş Ortaklığı” başlatılmış ve “İklim ve Sürdürülebilir Kalkınmaya dair Marakeş Eylem Duyurusu” (Marrakech Action Proclamation) kabul edilmiştir.

 

BMİDÇS 23. Taraflar Konferansı (COP 23) 6-17 Kasım 2017’de Fiji başkanlığı adına Bonn’da yapılacaktır.

 

Paris Anlaşması’na Giden Süreç

 

Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC) 2007 yılında yayımlanan 4. Değerlendirme Raporunda küresel ısınmanın tartışmasız bir gerçek olduğu; sera gazı emisyonlarını önemli ölçüde azaltılmasında geç kalınırsa iklim değişikliğinin ağır etkilerinin olacağı ve dolayısıyla küresel emisyonların acilen hızlı bir şekilde azaltılması gerektiği vurgulanmıştır.

 

Bu çağrı dikkate alınarak 2007 yılında düzenlenen 13. Taraflar Konferansı sonucunda Bali Yol Haritası oluşturulmuş, iklim müzakerelerinde iki paralel süreç başlatılarak, Kyoto Protokolü için 2012 sonrası müzakereler ile 2020 sonrası yeni iklim rejiminin müzakereleri sürecine adım atılmıştır.

 

Bali yol haritasında, tüm gelişmiş ülkelerin ulusal plan ve programlarına uygun azaltım taahhütleri veya faaliyetleri üstlenmeleri; gelişmekte olan ülkelerin ise teknoloji, finansman ve kapasite geliştirme faaliyetleri ile sağlanan ve desteklenen sürdürülebilir kalkınma hedefleri bağlamında, ulusal programlarına uygun azaltım faaliyetleri (NAMA) üstlenmeleri yer almıştır. 2012 sonrası iklim rejiminin belirlenmesi için ise, ortak vizyon, azaltım, uyum, teknoloji transferi ve finansman konu başlıkları altında müzakeler gerçekleşmiştir.

 

2009 yılında Kopenhag’da düzenlenen 15. Taraflar Konferansı uluslararası toplumda hayal kırıklığı yaratmış olmasına karşın, konferans sonucunda oluşturulan yasal bağlayıcılığı olmayan “Kopenhag Uzlaşma Metni”, müzakerelere yön verecek bir siyasi uzlaşı belgesi olmuştur.

 

Ek-I ülkelerinin 2020 yılı için sayısallaştırılmış, tüm ekonomiyi kapsayacak şekilde emisyon azaltım hedeflerini uygulamayı taahhüt etmiş, Ek-I Dışı ülkeler ise, azaltım faaliyetlerini (NAMA) uygulayacaklarını ifade edilmişlerdir. Uzlaşma metninde ilk kez Yeşil İklim Fonu (GCF) telaffuz edilmiş; iklim değişikliğiyle mücadelenin en önemli ayağı olarak gelişmekte olan ülkelere sağlanacak finansman desteği çerçevesinde, 2010-2012 dönemi için gelişmekte olan ülkelere 30 milyar dolar, uzun dönemde ise, 2020 itibariyle yıllık 100 milyar dolar finansman yardımı yapılması kararı alınmıştır. Bu fonun büyük bir kısmının ise Yeşil İklim Fonu üzerinden gitmesi gerektiği belirtilmiştir. Kopenhag’da ayrıca İklim Teknoloji Merkezi ve Ağı’nın (CTCN) temelini oluşturan teknoloji mekanizması kurulması kararı alınmıştır.

 

Bu doğrultuda, 2010 yılında Cancun’da düzenlenen 16. Taraflar Konferansı sonrasında Yeşil İklim Fonu (GCF) ve CTCN’in kurulmasına karar verilmiştir. Finansman hedefi olarak yine Kopenhag uzlaşma metninde geçen kısa vadede 30 milyar dolar, uzun vadede ise 100 milyar dolar zikredilmiştir.

 

2011 yılında Durban 17. Taraflar Konferansında, 2015 yılında imzalanmak üzere 2020 yılında yürürlüğe girmesi beklenen uluslararası bir anlaşma taslağı hazırlanması için Durban Güçlendirilmiş Eylem Platformu Geçici Çalışma Grubu (ADP) oluşturulmuştur.

 

2012 yılında düzenlenen Doha Konferansı, Kyoto Protokolü’nün ikinci taahhüt döneminin kabul edilmesinin yanısıra, iklim değişikliğinden en fazla etkilenen küçük ada devletleri ve en az gelişmiş ülkelerinin “iklim değişikliğinin etkilerinden kaynaklanan kayıp ve zararlar” kavramının uluslararası müzakerelere eklenmesi bağlamında önemli bir dönüm noktası olmuştur.

 

2013 yılı sonunda gerçekleştirilen Varşova 19.Taraflar Konferansı sonucunda, sözleşmeye taraf tüm ülkeler, 2020 yılı sonrası tarafların iklim değişikliği ile mücadele çerçevesinde çabalarını yansıtacak ulusal olarak belirleyecekleri katkılarını 21.Taraflar Toplantısı öncesi 2015 yılı Ekim ayına kadar sunmaya davet edilmiştir.

 

Varşova sonrası, 2014’de Lima’da gerçekleştirilen 20.Taraflar Konferansında ise ulusal katkıların çerçevesi belirlenmeye çalışılmış, konferans çıktısı olan “İklim Eylemi için Lima Çağrısı” belgesi ekinde, 2015 yılında kabul edilmesi öngörülen yeni anlaşma metninin öğeleri ayrıntılı bir şekilde ortaya konmuştur.

 

Yeni rejimin üzerinde genel bir mutabakatın oluşması ve IPCC’nin zaman içerisinde giderek daha güçlü bir şekilde ortaya koyduğu veriler doğrultusunda, 30 Kasım-12 Aralık 2015’de düzenlenen BMİDÇS 21. Taraflar Konferansı sonucunda Paris Anlaşması üzerinde uzlaşıya varılmıştır.

Kaynaklar:

http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/trumpin-yaptigi-cilginlik-40840370

http://www.mfa.gov.tr/paris-anlasmasi.tr.mfa

 

Katliamı nefretle kınıyoruz

Katliamı nefretle kınıyoruz

 

Katliamı nefretle kınıyoruz

Bütün semavi dinlerin ortak merkezi Kudüs’ün İsrail’in başkenti yapılmasını, Amerika Birleşik Devletleri’nin Büyükelçiliğini Kudüs’e taşımasını, Bu durumu protesto eden Gazzeli sivillerin İsrail tarafından katledilmesini nefretle kınıyoruz.

 

Kudüs, bütün semavi dinlerin ortak merkezidir. Birleşmiş Milletler kararlarına rağmen Kudüs’ün başkent yapılması yasadışıdır.

 

Trump’ın tüm Dünyanın tepkisine rağmen büyükelçiliğini Kudüs’e taşıması Dünya barışının geri dönülmez bir biçimde hançerlenmesidir. Bir an önce bu karardan vazgeçilmelidir.

 

Gazzeli sivil Filistinlilerin kararı protesto etmeleri, gösteri düzenlemeleri en doğal haklarıdır. İsrail’in Filistinli sivillere karşı askeri güç kullanıp, en az 58 kişiyi katledip binlerce sivili yaralaması insanlık suçudur. Nefretle Kınıyoruz.

 

Diren Filistin….

Perpa Ticaret Merkezi A Blok Yönetimi

 

Katliamı nefretle kınıyoruz