Kadınlara Seçme ve Seçilme Hakkı Kadın Hakları Günü

Kadınlara Seçme ve Seçilme Hakkı, 1930 yılından itibaren çıkarılan bir dizi yasa ile önce Belediye seçimlerine katılma, sonra köylerde muhtar olma ihtiyar meclislerine seçilme hakkı tanınan kadınların milletvekili seçme ve seçilme hakları, 5 Aralık 1934’te Anayasa ve Seçim Kanunu’nda yapılan yasa değişikliği ile tanındı.

Kadınlara Seçme ve Seçilme Hakkı

Kadınlara Seçme ve Seçilme Hakkı

Kadınlara Seçme ve Seçilme Hakkı Günü 5 Aralık

Kadınlara seçme ve seçilme hakkının tanınması, 1930’larda, Türkiye’de kadınların siyasi haklarını kazanması için gerekli yasaların çıkarılmasını ifade eder. Kadınların siyasi hayatta seçme ve seçilme hakkını elde etmesi; toplumsal hayatta gerçekleşen Atatürk Devrimleri’nden birisidir.

5 Aralık 1934’te Atatürk bir kez daha tüm dünyaya örnek olacak bir karara öncülük etti. Ulu Önder kadınların siyasi hayatta seçme ve seçilme hakkı için harekete geçti. Ve Seçim Kanunu’nda yapılan değişiklikle kadınlar, en demokratik haklarına kavuştular. Her kadına 22 yaşında seçme, 30 yaşında seçilme hakkı verildi. Satıkadın olarak anılan Satı Çırpan, seçimlerde Meclis’e girdi ve Türkiye’nin ilk kadın milletvekillerinden oldu. Ankara milletvekili olarak 1935-1939 yıllarında görev yapan Çırpan, seçilen 18 kadın arasında yer aldı. Türkiye, Fransa ve İtalya’dan 11 İsviçre’den ise 36 yıl önce kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanıyan ülke olarak tarihe geçti.

5 Aralık Dünya Kadın Hakları Günü Kutlu Olsun

Dünya Kadın Hakları Günü

Dünya Kadın Hakları Günü

Kadın hakları; kadınların erkeklerle eşit bir şekilde sahip olduğu tüm hakları kapsayan bir terim olarak karşımıza çıkıyor. Aslında tüm dünya olarak bu duruma üzülerek bakmamız gerek çünkü bu hakları kadın hakları veya çocuk hakları gibi özel bir isim altında toplamamız oldukça acınası bir durum. İnsan hakları adı altında zaten tüm dünya insanlarının hakları eşit bir şekilde savunulması gerekiyor. Kadınların ve çocukların haklarının özel bir başlık altında toplanması zaten başlı başına eşit olmayan ve kadını arka plana atan bir durum olarak karşımıza çıkıyor. Maalesef içinde bulunduğumuz kadını geri planda bırakan, ona değer vermeyen erkek egemen toplumlardan ve dünyadan dolayı bu durumun ortaya çıkması sonucuna ve gerekliliğine varılmıştır.

Kadınlara Seçme Seçilme Hakkı

Kadınlara Seçme Seçilme Hakkı

Kadın hakları Batıda nasıl ortaya çıktı öncelikle ona değineceğiz. Rönesans ve Antik Çağ’da kadınların öğretim görmeleri ve topluma karışmaları oldukça kısıtlıydı. Aslında gayet normal olan öğretim görme, çalışma durumları tuhaf bir şekilde kadınlar için alışılagelmiş bir durum değildi. Dinin ve kiliselerin tüm hayatı ele geçirmesiyle kadınların önündeki engeller daha da arttı ve evden çıkmaları bile imkansız hale geldi. Kadını kısıtlayan bu anlayış ve yasalar uzun süre devam etti. Kadınların eğitimi için tarihteki en önemli adımlardan biri Bohemya Kardeşler Cemiyeti’nin piskoposu Jan Amos Comenius olmuştur.

Kadın Hakları Günü

Kadın Hakları Günü

Aydınlanma Çağı ile birlikte eğitim-öğretimde başlanan yeniliklerle kadınların da buraya dahil edilme konusu tartışılmaya başlanmıştır. Bu zamana kadar kadınların eğitim alabildikleri tek alan ev içindeydi. Ev içindeki işlerin öğrenilmesi ve ev ekonomisi gibi bir sınırlama mevcuttu. İlk kadın hareketlerinin başlamasıyla sadece erkeklerin eğitim gördükleri alanlara kadınlar da yavaş yavaş girmeye başladı. Özellikle kadınların üniversite eğitimi alıp almama konusu uzun bir süre tartışılmıştır. Bunun sebebi ise kadınların “fiziksel yapıları” ve “düşünsel yetilerinin” böyle bir eğitim için yeterli olmadığının düşünülmesiydi. 19.yüzyılın sonlarında kadınlar az da olsa eğitim hayatında aktif rol almaya başladılar. Bu dönemde neredeyse bütün Avrupa şehirleri kadını eğitim alanının içine almaya başlamıştır. Bu dönemde kadınların attığı önemli adımlardan bazıları şunlardır: Hınlıley Quımby radyasyon fiziğinin doğmasına yardım etmiş, Gadys Anderson Emerson insan vücudunda vitamin eksikliği hakkında bilgiler toplamış, Dorotlica Rudnick embriyo parçalarını bir yerden başka bir yere nakletme tekniğinde usta bir bilim insanı olmuştur.

Kadınlar Seçme ve Seçilme

Kadınlar Seçme ve Seçilme

Kadınların siyasete katılımları ise Fransız Devrimi sırasında gerçekleşmiştir. 1791’de Kadın Hakları Bildirgesi’nin yayımlanmasıyla kadınlara bu kapı da aralanmıştır. 19. yüzyılın sonlarına doğru Fransa’daki kadınlar seçme hakkı talep ederken, İngiltere’de de Kadın Hakları için ilk çıkışlar gerçekleşmiştir. Orta Avrupa ve Akdeniz ülkelerinde ilk talepler 1900’lü yıllardan sonra özellikle Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra gerçekleşmiştir.

Seçme ve Seçilme Hakkı Gelişimi

Atatürk ve Kadınlar

Atatürk ve Kadınlar

Kadınlar gündelik hayatta kendilerine hak ettikleri yeri açabilmek için yüzyıllar boyunca çeşitli uğraşlar vermiştir. Çoğu yerde seçme hakları verilmiş fakat seçilme haklarında geç kalınmıştır. Bazı yerlerde ise bu haklar verilip tekrar geri alınmıştır. 19 Eylül 1893 tarihinde Yeni Zelanda’da kadın hakları için yaşanan küçük bir kıvılcımla yaşanan büyük gelişmeler sonucu Yeni Zelanda kadınlara oy kullanma hakkını tanıyan ilk ülke oldu.

İngiliz Kate Sheppard’ın kadınlarla yaptığı gizli toplantılar ülkede kadın hareketlerini alevlendirdi ve gizli toplantılar zamanla halka açıldı ve büyük yankı yarattı. Bu ve daha fazla çalışması sayesinde Kate Sheppard’a kraliyet madalyası verildi ve Yeni Zelanda dolarının üzerine resmi basıldı. Bu tarihten sonra tüm dünyada yavaş yavaş da olsa kadınlara bu haklar tanınmaya başlandı. Kronolojik olarak kadınlara seçme ve seçilme haklarının verildiği tarihleri beraber inceleyelim.

Oy Kullanan Kadınlar

Oy Kullanan Kadınlar

–Avustralya 1902’de kadınlara seçme hakkını tanımıştır.

–Finlandiya 1906 yılında kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanıyan ilk Avrupa ülkesi olmuştur. 1907’de 19 kadın meclise girmiştir.

–Norveç 1903

–Danimarka ve o zaman Danimarka’ya bağlı olan İzlanda da 1915 yılında kadınlara seçme ve seçilme hakkını tanımıştır.

–Kanada 1917 yılında seçme, 1920 yılında da seçilme hakkını elde etmişlerdir. Kanada’nın Quebec bölgesi bu hakkı 1940’ta tanımıştır.

–Rusya 1917 yılında

–Avusturya 12 Kasım 1918’de kadınlara seçme hakkı verirken Almanya da onu takip eden günlerde kadınlara seçme ve seçilme haklarını tanımıştır.

–Amerika Birleşik Devletleri’ndee 1920 yılında olan anayasa değişikliğiyle ülke genelinde kadınlara seçme hakkı, Kasım 1920’de ise seçilme hakkı tanınmıştır.

–İtalya ilk defa 1925’de belediye seçimleri için kadınlara seçme hakkı tanıdı. 1946’da kadınlar genel seçimlere katılmaya başladılar.

-Birleşik Krallık tüm kadınlar için seçme hakkını 1928 yılında tanımıştır. 1918 yılından 28’e kadar sadece 30 yaş üstü kadınlar bazı özel durumlarda oy kullanabilmiştir.

–Türkiye’de kadınlar 20 Mart 1930 tarihinde belediye seçimlerinde seçme hakkına sahip oldular. 1933’te muhtar seçme ve köy heyetine getirilme hakkı, 5 Aralık 1934’te yapılan

anayasa değişikliğiyle milletvekili seçme ve seçilme hakkına kavuştular. 8 Şubat 1935’te yapılan seçimlere ilk defa katılarak 18 koltuk elde ettiler.

Kadın Hakları taleplerini başlatan bazı olaylar yaşanmıştır. Bunlardan bazıları: sadece erkeklerin işine yarayan ve kadınları göz ardı eden seçim hakkı düzenlemeleri, İngiltere ve Avusturya’da ayrıcalıklı kadınlar için düzenlenmiş seçme hakları yasası, kadınların sadece vatandaşlık haklarının değil politik ve siyasi haklarını da düzenlenmesi ve iyileşmesi için başlatılan kadın hareketleridir.

Kadın Hakları Günü

Kadın Hakları Günü

5 Aralık Dünya Kadın Hakları Günü olarak kutlanmaktadır. Türkiye’de Gazi Mustafa Kemal Atatürk öncülüğünde 5 Aralık 1934 tarihinde Türk Kadınına “Seçme ve Seçilme Hakkı” tanındı. Dünyada ise Olympe de Gouges tarafından Fransız ihtilali sonrasında Meclisin çıkardığı İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesi’nde geçen “insan” sözcüğünün yalnızca erkeği kastetmesi nedeniyle, cevaben 1791 yılında Kadın ve Yurttaş Hakları Bildirgesi`ni yayımladı. İşte 5 Aralık Dünya Kadın Hakları Günü için en güzel mesajlar ve sözler

Dünya Kadın Hakları Günü

Mustafa Kemal Atatürk

Mustafa Kemal Atatürk

Dünya Kadın Hakları Günü her yıl 5 Aralık tarihinde kutlanıyor. Bugünde Dünya Kadın Hakları Günü kutlanacak. Türkiye’de kadın cinayetlerinin arttığı bir dönemde, Dünya Kadın Hakları Günü gibi anlamlı günler kadına verdiğimiz değeri daha çok anlamamıza yardımcı olacak. Tüm kadınların Dünya Kadın Hakları Günü kutlu olsun…

Fransa’da 7 Mayıs 1748’de dünyaya gelen Olympe de Gouges, 1789’da Fransız Ulusal Meclisi’nde okunan ve günümüzdeki İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin esin kaynaklarından biri olan İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesi’ne karşı, bu metinde geçen “insan” (homme) sözcüğünün yalnızca erkeği kastetmesi nedeniyle 1791 yılında Kadın ve Yurttaş Hakları Bildirgesi’ni yayımlar. Bu insanlık tarihindeki ilk kadın hakları bildirgesidir.

Kadınlar ve Seçim

Kadınlar ve Seçim

İlk aşamada desteklediği Fransız Devrimi’nin bilhassa kadınlara yönelik duyarsızlığına karşı devrimin en önemli ismi olan Maximilien Robespierre’e yönelik eleştiriler kaleme alan de Gouges, yazılarındaki üslubunu her geçen an daha da sertleştirir. Nihayetinde devrim sonrasında yaşanan terör ve kaos döneminden kurtulmak için bölünmez bir cumhuriyet, federal bir hükümet ya da anayasal monarşi arasında bir seçim yapılması için halk oylamasına gidilmesini önerdiği bir yazısı nedeniyle 1793 yılının Temmuz ayında tutuklanır.

Tutukluluk sürecinde kendisine avukat tutma hakkı verilmediği için kendi savunmasını kendisi yapan de Gouges, hakkında verilen idam kararını engellemek için hamile olduğunu iddia etse de, yapılan kontrol sonucunda bu iddiasının doğru olmadığının anlaşılması üzerine 3 Kasım 1793’te giyotinle idam edilir. Olympe de Gouges, günümüzde kadın hakları konusunda mücadele veren pek çok isim tarafından öncü biri olarak kabul edilir.

Kadınların Katıldığı İlk Seçim

Kadınların Katıldığı İlk Seçim

Türkiye’de ise Kadın Hakları Günü, Mustafa Kemal Atatürk’ün öncülüğünde bütün dünya ülkelerinden önce 5 Aralık 1934 tarihinde Türk Kadınına “Seçme ve Seçilme Hakkı” tanındı. 5 Aralık 1934 günü dünyada kadınların yasal olarak milletvekili seçme ve seçilme hakkına sahip olduğu ülke sayısı 28, bu hakkın kullanıldığı ülke sayısı ise sadece 17 idi. 5 Aralık 1934’de Türkiye Cumhuriyetinde kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanınırken, o dönemde Avrupadaki bazı gelişmiş ülkelerde bile kadınların bu hakkı bulunmuyordu. Seçme ve seçilme hakkına Fransa’da kadınlar 1944, İtalya’da 1945, Yunanistan’da 1952, Belçika’da 1960 ve İsviçre’de 1971 yılında kavuştular.

TÜRKİYE’DE KADINLARIN KATILDIĞI İLK SEÇİM

Kadınlar siyasal haklarını ilk kez 1930 yılındaki Belediye seçimlerinde kullandılar. Seçimler, Eylül başından Ekim’in 20’sine kadar sürdü. Şehir meclislerine girebilen kadınlar arasında İzmir seçimlerinde Cumhuriyet Halk Fırkası (CHF)’nın iki kadın adayı olan Hasane Nalan ve Benal Nevzat Hanımlar ile, İstanbul seçimlerinde CHF adayı olan Rana Sani Yaver (Eminönü),Seniye İsmail Hanım (Beykoz),Ayşe Remzi Hanım (Beyoğlu),Nakiye (Beyoğlu),Latife Bekir (Beyoğlu) Hanımlar vardır.

Bu seçimlerde Artvin ili Yusufeli ilçesine bağlı Kılıçkaya beldesinde belediye başkanı seçilen Sadiye Hanım, “Türkiye’nin İlk Kadın Belde Belediye Başkanı” olmuş ve bu görevi iki yıl yürütmüştür. Türkiye’nin ilk kadın il belediye başkanı ise çok partili siyasal yaşama geçildikten sonra seçildi. 3 Eylül 1950 tarihinde yapılan yerel seçimlerde 27 üyesi bulunan Mersin Belediye Meclisine seçilne Müfide İlhan, ilk kadın il belediye başkanı oldu.

KADIN HAKLARI BİLDİRGESİ

Olympe de Gouges tarafından 1791’de yayımlanan “Kadın ve Kadın Yurttaş Kadın Hakları Bildirgesi”nin özeti şu şekilde:

Gouges hazırladığı yeni bildirgeye “Kadın ve Kadın Yurttaş Hakları Bildirgesi” ismini verdi. Bildirgede kadınların hukuki, politik ve sosyal alanda erkeklerle eşit kılınması gereği anlatılıyor.

1. Kadın özgür doğar ve yaşamını erkeklerle eşit haklara sahip olarak sürdürür.

2. Her siyasi topluluğun amacı, kadının ve erkeğin doğal ve daimi haklarını korumaktır. Bu haklar özgürlük, güvenlik, mülkiyet ve özellikle baskıya karşı koymaktır.

3. Devletin egemenliği, kadınların ve erkeklerin birliği olan ulustan kaynaklanır.

4. Özgürlük ve adalet, bireylere hakları olanı iade etmektir. Kadınlar doğuştan sahip oldukları haklarını kullanırken erkeklerin tiranlığıyla engellenmektedir. Bu engeller, doğanın ve aklın koyduğu yasalarla kaldırılmalıdır.

5. Doğanın ve aklın koyduğu yasalar, topluma zarar verecek tüm davranışları ortadan kaldırır.

6. Yasa, genel iradenin ifadesi olmalıdır. Bütün kadın ve erkek yurttaşlar bizzat ya da vekilleri aracılığıyla yasaların yapım sürecine katılmalıdır. Yasalar bütün yurttaşlara eşit uygulanmalıdır. Kadın ve erkek yurttaşlar, ayrım yapılmaksızın bütün mevkilere kabul edilmelidir.

7. Kadınlar ayrıcalıklı haklara sahip değildir. Kadınlar erkeklerle birlikte aynı yasalara tabidir.

8. Yasalar sadece zorunlu olan, açık ve kesin cezalar koyar. Kadınlar, suç teşkil eden eylemden önce ve yasalara başvurulmaksızın cezalandırılamaz.

9. Yasaların suçlu bulduğu kadına, yasaların öngördüğü yaptırımlar uygulanmalıdır.

10. Hiç kimse fikirlerinden ötürü mahkum edilemez. Kadın idam sehpasına çıkma hakkına sahip olduğu gibi, konuşma kürsüsüne çıkma hakkına da sahiptir.

11. Düşüncelerini ifade etmek, kadınların en önemli haklarından biridir. Bu özgürlük, babaların çocuklarıyla olan babalık bağlarını güvence altına alır. Her kadın, barbarca bir önyargı yüzünden gerçeği gizlemeye zorlandığında şunu söyleyebilir: “Ben, bana verdiğin çocuğun annesiyim.”

12. Kadınların haklarının güvence altına alınması kadınlara ayrıcalık tanımamalı, herkesin yararına hizmet etmelidir.

13. Devletin idari giderleri için kadınlardan ve erkeklerden eşit katkı talep edilir. Kadınlar üzerlerine düşen bu ödevi yerine getirdikleri için meslek, iş ve mevkilerin paylaşımına da katılırlar.

14. Kadın ve erkek yurttaşlar, bizzat ya da vekilleri aracılığıyla vergilerin zorunlu olup olmadığına karar verme hakkına sahiptir. Kadınlar, erkeklerle eşit vergi ödeme ilkesini ancak vergilerin toplanması ve kullanılması sürecine katkıda bulunmaları durumunda kabul ederler.

15. Kamu harcamalarına erkeklerle birlikte katılan kadınlar, resmi makamlardan mali konularda bilgi alma hakkına sahiptir.

16. Hakların güvence altına alınmadığı ve güçler ayrılığının kabul edilmediği bir toplumun anayasası yoktur. Ulusu oluşturan bireylerin çoğunluğunun yapımına katılmadığı yasa yoktur ve geçersizdir.

17. Birlikte ya da ayrı ayrı, mülkiyet kadının da erkeğin de hakkıdır. Bütün vatandaşlar bu dokunulmaz ve kutsal hakka sahiptir. Yasaların belirlediği kamusal bir zorunluluk bunu açıkça gerektirmediği müddetçe ve önceden belirlenmiş adil bir tazminat ödenmedikçe, hiç kimse ulusun asli miras payından yoksun bırakılamaz.

PERPA HABERLERİ   

PERPA FAALİYETLER   

PERPA DUYURULAR

PERPA ANA SAYFA  

PERPA İLETİŞİM

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir cevap yazın